yatırım ve tutum haftası


Dört yıl süren zorlu Kurtuluş Savaşı sonunda ulusumuz yorgun, yoksul düşmüştü. Zaten köklü bir ekonomisi olmayan Osmanlı imparatorluğu zamanında, başta Fransa olmak üzere dünyanın diğer ülkelerine tanınan haklarla getirilen kapitülasyon sonucunda ekonomimiz iyice gerilemişti.
         Kapitülasyonlarla yabancı ülkeler yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi işletmişler, bizim yeni fabrikalar, işletmeler kurmamızı engellemişlerdir. Yurdumuzda yetiştirilen ve yeraltından çıkarılan ürünler yabancılar tarafından ucuza satın alınmış, işlendikten sonra bize çok pahalıya satılmıştır. 
         Bizim kalkınmamızı, sağlam bir ekonomi oluşturmamızı engelleyen bu kapitülasyonların Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Lozan’da kaldırılmasına karar verildi. Böylece yabancılara tanınan ayrıcalıklar ve haklar ellerinden alındı. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı, ürünlerimizi kendimiz işletmeye başladık. Hammaddelerimizi kendi fabrikalarımızda işleyip paramızın yabancı ülkelere gitmesini engelledik. Nihayet 1929 yılında TBMM’de zamanın başbakanı İsmet Paşa (İnönü) “Ulusal Ekonomi ve Arttırma Haftasını açmıştır. Bu haftanın amacı şöyle belirtilmiştir:
         a) Ekonomimiz üzerinde kesin faydalar sağlayan yeraltı ve yerüstü servetlerimizin çıkarılarak milli ekonomimize uygun olarak yetiştirilip işlenmesi,
         b) Endüstrimizin gelişmesi için paralarımızın yabancı ülkelere akmasını önlemek, yurdumuzda gerekli olan endüstri maddelerini işleyecek fabrikaların kurulması
ve bunların değerlendirilmesine gereken önemi vermek,
         c) İhtiyacımızdan fazla olan ham maddelerin satışında azami geçer fiyata verilerek, milli gelirimizin artışını sağlamak,
         d) Lüks ve savurganlığa kaçılmadan ulusça tutumlu olma yönüne gitmek,
         e) Ekonomik, zirai, ticari, sanayi ve endüstri alanlarında her şeyi kendi başımıza yapar bir hale gelmek,
         f) Küçük yaştan tutumlu olmasını bilmek ve arttırmaya gereken önemi vermek,
         g) Ekonominin ana işlemi olan: Üretme, dağıtma, alış-veriş ve tüketim gibi kısımlarda üretime fazla yer vererek kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek,
         h) Yiyecek, giyecek, ev eşyası ve okul araçlarında, günlük kullanmakta olduğumuz alet, eşya ve malzemelerin bakımına, temizliğine, uz kullanılmasına, çabuk  yıpratılıp eskitilmemesine dikkat ederek ekonomik tutumun sağlanmasına çalışmak,
         Yerli mallarımıza gereken önemi vererek her Türk yurttaşının yabancı mah kutlanmasından kaçınmak.
         1946 yılından itibaren bu hafta ilk, orta ve lise dengi okullarda kutlanmaya
başlandı.1983’te “Yerli Malları Haftası” “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası”olarak değiştirildi ve okullarda yapılacak kutlamaların amacı şöyle belirlendi:
a) Öğrencileri tutumlu davranmaya yöneltmek.

b) Türk malı kullanmaya alıştırarak, ileride kalkınmamıza katkıda bulunmalarını sağlamak.

c) Bireysel ve toplumsal refahı artırıcı alanlarda, etkili ve verimli yatırım yapma bilinci kazandırmak.

Bu amaçları gerçekleştirmek için okullarımızda hafta boyunca şiirler okunur,

konuşmalar yapılır; duvar gazeteleri çıkarılır. Yurdumuzda üretilen yiyecekler okullara getirilerek bunların tüketilmesi gerektiği anlatılır.

İnsanların parasını, malını eşyalarını, zamanını ve sağlığını gerektirdiği gibi korumak ve kullanmasına tutumlu olmak denir. Tutumluluk hiçbir zaman cimrilik demek değildir.
 
Tutumlu insan eşyasını, malını düzenli ve temiz kullanır. Zamanını boşuna harcamaz. Kendisine ve çevresine yararlı işlerle geçirir gününü. Böylece kötü alışkanlıklardan da kurtulur. Mutlu ve güvenli olur.
 
Yalnızca kendimize ait olanı değil, elektriği, suyu, yiyecekleri, okulda kullanılan eşyaları, bize ait olmayan eşyaları kendimizinmiş gibi özenle korumalıyız. Topluma ve arkadaşlarımıza ait olan eşyalara zarar vermemeliyiz.
 
Tutum ve yatırım alışkanlığı küçük yaşlarda kazanılır. Ders araçlarını, giysilerini, harçlığını tutumlu kullanan çocuk bu güzel alışkanlığı büyüyünce de devam ettirir. Okul çağlarında zamanı iyi değerlendirme alışkanlığı kazanan insan bu huyundan vazgeçmez. O nedenle çocukları küçük yaşlarda tutumlu olmaya özendirmeliyiz.
 
Tutum ve yatırım, ülkeler için de önemli bir konudur. Çünkü devletler de gelirleriyle giderlerini dengelemek zorundadır. Bir devlet eğer gelir ve giderlerini iyi ayarlarsa; gelir kaynaklarını iyi yatırımlarda kullanırsa kalkınır, zenginleşir ve hiçbir devlete bağımlı kalmaz.
 
Tasasruf yapmak, milli kaynakların işletilmesi, yerli fabrikalar kurulması, paranın dış ülkelere gitmesini önlemek, temel tüketim maddelerini öz kaynaklardan karşılamak, ekonomimizi geliştirmek bu haftanın belli başlı amaçları içindedir.
 
Yurdumuz cumhuriyet döneminde yeni savaştan çıkmış bir ülke idi. Yurdumuzun her köşesi çok büyük zararlar görmüştü. Ellerinde bir şeyleri kalmayan halk yoksulluk içerisinde kıvranıyordu. Atatürk bu duruma çok üzülüyor ve bu durumdaki halka bir şeyler vermek istiyordu.
 
Atatürk 1923 yılında İzmir İktisat Kongresini topladı. Bu kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı. Dönemin başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde T.B.M.M.’de bir konuşma yaptı. Konuşmasında ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularını anlattı.
 
12 Aralığı kapsayan hafta “Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası” olarak kutlanmaktadır. Cumhuriyet döneminde temelleri atılan kendi kendine yeter bir toplum olmadaki ilk adım bugün de devam etmektedir. Okullarımızda 12 – 18 Aralık tarihleri arasında kutlanan bu haftada tutum, yatırım ve Türk malları hakkında bilgi verilir. Şiirler okunur, konuşmalar yapılır, skeçler ve oyunlar oynanır. Yerli mallarımız tanıtılmaya çalışılır.
 
TUTUM :
Daha okul sıralarında tutumlu olma alışkanlığı kazanmalıyız. Tutumlu olmak bize yaşam boyu rahatlık sağlar.
Tutumlu olmak deyince önce parada tutumlu olmak akla gelir.
Parada Tutum : Paranın gerektiği yerde, gerektiği kadar harcanmasına parada tutum denir. Tutumlu olmak cimrilik değildir. Cimrilik, gerektiği halde para harcamamaktır.
Eşyada Tutum : Elbiselerimizi, ayakkabılarımızı, araç ve gereçlerimizi iyi kullanmakla olur.
Zamanda Tutum: Zamanımızı iyi değerlendirmekle olur. Derse, kitap okumaya, oyuna, dinlenmeye ayırdığımız zamanları amaca uygun olarak kullanmalıyız. Zamanımızı boş yere geçirmemeliyiz.
YATIRIM :
Yatırım, biriken paranın gelir sağlayacak bir işe bağlanmasıdır. Yatırım sonunda araç, gereç üretilir. Yatırımlar sonunda yeni iş alanları açılır. Toplumun gereksinmeleri karşılanır. Biriken para yatırımla değerlenir. Paranın bir köşede bırakılmasının ülke ekonomisine hiçbir yararı yoktur.
TÜRK MALI :
Ülkemiz sınırları içinde yetiştirilen ürünlere, fabrikalarımızda yapılan mallara Türk Malı denir. Türk malına yerli malı da denir. Gereksinmelerimizi yerli mallarla karşılamalıyız. Bugün yurdumuzda her tür araç ve gereç yapılmakta, topraklarımızda her tür ürün yetiştirilmektedir. Yerli malı kullandığımızda ilaç, akaryakıt, hammadde ve dış borçlarımız için gerekli olan dövizimiz azalmamış olur. Yurtseverlik yurdu düşünmektir. Her yurtsever yerli malı kullanmaya özen göstermeli, yaşam boyu tutumlu olmalıdır.
Yerli Malları ve Tutum Haftası’nda okullarda; zamanda, parada, tutumun önemi, yararları anlatılır. Yatırımın önemi üstünde durulur. Yerli malları kullanmanın yararları, yabancı mallara duyulan özentinin ülke ekonomisine olan zararları anlatılır.
 
Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nereden çıktı?
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda düşmanlar kentlerimizi, kasabalarımızı, köylerimizi yaktılar, yıktılar. Evlerimiz, harmanlarımız ateşe verildi. El tezgahlarımız ustasız kaldı. Atatürk, düşmandan kurtulan ülkemizi yokluktan, yoksulluktan da kurtarmak istiyordu. Bu amaçla 1923 yılında İzmir’de İktisat Kongresi toplanmasını istedi.
İzmir İktisat Kongresi’nde yurdun bağımsızlığını korumak, başka ülkelere el açmamak için yerli mallar üretmemiz ve kullanmamız gereği kararlaştırıldı. Başbakan İsmet İnönü 12 Aralık 1929 günü Büyük Millet Meclisi’nde yerli malı, ulusal ekonomi, tutum konusunda uzun bir konuşma yaptı. İsmet İnönü özet olarak, ”Yerli mallar üretmek, ulusça tutumlu olmak, birbirimize inanıp güvenmek zorundayız. Yabancı ülkelerden, sattığımızdan çok mal almayacağız.” diyordu. Başbakanın bu konuşmayı yaptığı 12 Aralık günü Yerli Malı ve Artırma Haftası’nın başlangıç günü oldu.
Tutumlu olmanın yerli malı kullanmanın önemini, değerini yurt çapında yaymak için Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kuruldu. Derneğe önce Mustafa Kemal Paşa üye oldu. Dernek yöneticileri yurttaşlara yerli malı kullanmanın önemini anlatarak bu düşünceyi her yerde yaymaya başladılar. Çok geçmeden tüm yurtta yerli malı kullanmanın, tutumlu olmanın gereği benimsendi.
Bugün kullandığımız araç ve gereçlerin çoğu fabrikalarımızda yapılıyor. Yiyeceklerimizin hemen hemen tümü ülkemizde yetiştiriliyor. Bu duruma yerli malı kullanmamız ve tutumlu olmamızın sonunda ulaştık.
 

Bir yanıt yazın