Ben ne aşklar yaşadım ne vedalar ettim,ne kızgın çöllerinde yürüdüm aşkın,senin kor dudakların vız gelir güzelim..
Bekleyiş bir özleyiş gönüldeki güzeli bir süsleyiş bin bir hisle sevmeli neden o çok sevene unut bekleme derler oysa seven ümitsiz olsa da bekler
Batık bir gemiymiş aşk limanında. Kader bu deyip de avutma beni ayrılık kapımızı çaldı sonunda senden son dileğim unutma beni.
Bana bir günün yirmi dört saat, bir saatin atmış dakika ve bir dakikanın atmış saniye olduğu öğretildi ama sensiz geçen bir saniyenin sonsuzluk kadar uzun olduğu öğretilmedi. Yaşamımızın her anında birlikte olmamız dileğiyle sevgilim.
Bak yine soldu güneş yine akşam oluyor ömrümün kadehine sensiz bir gün doluyor sen yoksun diye inan dertliğim kederliğim gelmezsen kahrolurum yıkılırım sevgilim seni çok seviyorum.
Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında. Sonra uzun uzun rüzgarın gülüşünü seyrettim çaresizce. Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle…
Ay doğarken bir söğüdün arkasından, gül yüzünde sisli bir esintiyle, akşamın göçüsüne hüzün serperek ve yağmurdan geceye perdeler çekerek beni düşün unutma…
Aşkın bitmiş olsa da hiç sevmesen de beni çok aldattın hoş görmesem de bir şeyler bulmuştum ben o sevginde bekliyorum bir gün dönersin diye.
Aşkımız su üzerine yazılan bir masaldı, göz kirpimi kısalığında kelebeğin ömrü uzunluğundaydı. Kalbimizde bir ömür boyu çekeceğimiz yaralar bıraktı.
Aşkım ne zaman dağlar sahili, mehtap geceyi dünya dönmeyi unutursa, bende seni o zaman unutacağım…
Artık günlerim günlerden uzun gecelerim gecelerden yalnız seni sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileyi gördüm hayatın her cilvesine alıştım yalnız senin yokluğuna alışamadım şimdi anlıyorum acıdan hasretten gözyaşından başka hiç bir şey vermemişsin bana yıkılan hayallerime yok olan geçmişime kaybolan geleceğime ağladım ağladım çocuklar gibi ağladım..Artık günlerim günlerden uzun gecelerim gecelerden yalnız seni sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileyi gördüm hayatın her cilvesine alıştım yalnız senin yokluğuna alışamadım şimdi anlıyorum acıdan hasretten gözyaşından başka hiç bir şey vermemişsin bana yıkılan hayallerime yok olan geçmişime kaybolan geleceğime ağladım ağladım çocuklar gibi ağladım..
Araya koskoca yıllar girse de kalbim seninle bu can seninle koskoca dağlar girse de araya ben seni unutmam unutamam ki ben sana kocaman bir can verdim sen bana sevgi dürüstlük verdin ben seni nasıl unuturum ki sen bana bir can bir sevgi verdin..
Aramıza yollar, yabancı kollar, zor yıllar girdi, ümitlerimi, saf sevinçlerimi derken seni kaybettim bir iki sözle bir kaç şarkıyı, adaletsiz yargıyı birde bu talihsiz yazgıyı kalbime kaydettim.
An gelir insan gülerken ağlarmış. Gözyaşları sel olup kalbine akarmış. Kahkaha bir maske derler bilir misin? İnsan sevdiğinden ayrılınca bu maskeyi takarmış.
Almak istedim, ellerini alamadım bakmak istedim, gözlerine bakamadım sarmak istedim, kollarıma saramadım görmek istedim, son defa göremedim çünkü aramıza ölüm girdi…
Allah\’ım beni öyle bir son bahar ayazında canımı al ki, sevdiğim mezarıma koyacak tek bir gül bile bulamasın…
Ağzımın tadı yoksa hasta gibiysem, boğazımda düğümleniyorsa lokmalar, buluttan nem kapıyorsam inan hep güzel gözlerinin hasretindendir.